Fırıncı Orhan - Çukurambar - Ankara

Kısaca: ,

1


        Evet ikinci olarak, Fırıncı Orhan'ı ziyaret ediyoruz. Aslında uzun yıllardır hizmet vermekte olan bu kafe-restoran kısa bir süredir Ankara Çukurambar'da. Biz de gazeteden gördüğümüz bir ilan sayesinde burayla tanıştık. İçerisi oldukça güzel, aynı zamanda alışveriş yapabileceğiniz bir mekan. Alışveriş kısmında daha önce karşılaşmadığınız reçeller kahvaltı için ilginizi çekebilir. Aynı zamanda Hatay'dan getirttikleri ve kendi yemeklerinde kullandıkları zeytinyağını da satışa sunduklarını görebilirsiniz, oldukça lezzetli kahvaltı için birebir.

       Ancak Fırıncı Orhan hizmetiyle kahvaltı yapmak istediğinizdeyse, işiniz biraz zor. Çok fazla kuralları olan, değil sizin garsonların bile takip edemediği bir prosedürün işlediği bir mekandayız. Haftaiçi saat 12.00'den sonra kahvaltı servisi yapılamamakta, pazar günleri ise saat 13.00'e kadar açık büfe kahvaltı sunulmakta ancak tabakta servis kahvaltı verilememekte. Bir başka deyişle pazar günü burayı kahvaltı amaçlı ziyaret edecekseniz fiyatı -yanlış hatırlamıyorsam- 29,5 tl olan açık büfe kahvaltıyı edinmeniz gerekiyor. Bu normal kahvaltı tabaklarına kıyasla oldukça fahiş bir fiyat. Aslında oldukça fazla çeşit sunuyor açık büfe kahvaltı müşterilerine. Ancak benim görüşüme göre hiçbir insan 29,5 tl değerinde bir kahvaltı yapamaz burada. Tabi bunlara eklemem gereken başka bir şey daha var. Açık büfe kahvaltı sırasında, müessese başka hiçbir menü sunamıyor müşterilerine. Yani bir pazar günü saat 13.00'ten önce gittiyseniz açık büfe kahvaltı dışında başka hiçbir şansınız yok.

        Bu durumda Fırıncı Orhan'a açık büfe olmayan kahvaltı amaçlı gidilmek istendiğinde hafta içi saat 12.00'den önce oraya ulaşılması gerekmekte ki çalışanlar ve öğrenciler için oldukça zor bir durum. Biz üçüncü gidişimizde ancak hakedebildik kahvaltıyı. Oldukça güzeldi, sunum olsun lezzetler olsun. Özellikle fiyat konusunda da oldukça uygun bir liste sunuyor Fırıncı Orhan size.

        Tahta tabakalar üzerinde geliyor kahvaltımız, çay ise termosta istediğimiz zaman tazeleyebilmemiz için yanıbaşımızda hazır. Garson beklemeye gerek kalmıyor böylece. Ancak tabi bunun bir dezavantajı var, çay bir süreden sonra istenilen sıcaklığı vermiyor size. Ama çok da büyük bir problem olmuyor bu. Kahvaltı, bir insanın doyabilmesi için yeteri miktarda şey barındırıyor. Çok fazla çeşit kahvaltı tabağı seçeneği var Fırıncı Orhan'ın menüsünde. Bunlardan zevkinize en uygunu bulabilmeniz oldukça kolay ve sizi hayal kırıklığına uğratmayan bir tabakla karşılaşmak ise paha biçilemez.

        Ancak üçüncü gidişimizde kahvaltıyı hakedebildiğimizi söylemiştim. Birinci gidişimizde çok aç olduğumuz için pide seçeneklerini değerlendirmek zorunda kalmıştık. Oldukça lezzetliydi pideler. Ben karadeniz usulü kapalı pide tercih etmiştim, kesinlikle önereceğim bir lezzet oldu. Bir parça karadenizli olduğum için kapalı pide tadıyla oldukça haşır neşirim ve bu tat da bana Ordu'da yediğim kapalı pideyi aratmadı açıkçası. Pidelerin ardından birer tatlı iyi gider diye düşünüp menüde gördüğümüz en ilgi çekici olan iki tatlı söyledik. Birisi tahinli kabak tatlısı -hiçbir zaman bıkmayacağım bir lezzet- diğeri ise patlıcan, ceviz, turunç tatlılarından oluşan karışık bir tabak. Kabak tatlısı oldukça güzeldi ama burada değişik olanlar  patlıcan, ceviz, turunç tatlıları oldu tabi ki. Daha önce ceviz reçeli yemiştim ve hiçbir zaman tadını unutamamıştım. Her yerde aramış, taramış bulamamıştım. O gün gerçekten benim için bir zafer günüydü ve bu tadı tekrar tadabilmek çok şeye bedeldi. Aynı zamanda patlıcan sevmeyen hatta ağzına sürmeyen bir insan olarak o gün patlıcanla tanıştım ve patlıcan tatlısı hakkındaki tüm önyargılarımı kaldırdım. Tadı zaten patlıcan tadı gibi değildi, ramazan hurmasına daha çok benziyordu. Gerçekten ölmeden önce tadılması gereken tatlar bunlar.

       İşte Fırıncı Orhan maceramız da bu kadar. İkinci gidişimiz bize hiçbir şey katmamıştı ne yazık ki. Kahvaltı yapamayacağımızı öğrenince oradan kalkıp başka bir yere oturmuştuk. Fakat ilk ve üçüncü deneyimlerimiz bize çok şey kattı. İşte Fırıncı Orhan tavsiyeleri,
  1. Karadeniz usulü kapalı pide (haftasonu gidilecekse 13.00'ten sonra)
  2. Kahvaltı tabağı (tabi haftaiçi saat 12.00'den önce gitmek şartıyla)
  3. Patlıcan, ceviz, turunç tatlılarının oluşturduğu karışık tatlı tabağı.
Başka bir kahvaltı tabağıyla buluşmak üzere!

    Beni sorarsanız

    Şimdilik kahvaltıyı sevdiğimi bilin yeter.

    Biri Bizi Gözetliyor